29 Nisan 2013 Pazartesi

Kaybederim ,kaybederiz kaybedersin



Çoğu insan bilmez ne istediğini mesela ben , vardır aklımda bişeyler ama nedir bu ? önemli olanda budur belkide insan kendini tanıyamadığı için böyledir mutlaka vardır, sebebi .
Ama her zaman sebebi olmaz bazı şeylerin , bi mutsuzluk çöker içine bi hüzün olur içinde yer bitirir seni , içini kemirir o anlamsız hüzün .Bazen ise öyle bi enerjiyle uyanırsın ki için kıpır kıpırdır , mutlu olucağını hissedersin ama o günün sonunda öyle birşey gelir ki başına kendini  yiyip bitirmekten  alamazsın .
 Bazense hissetmezsin hiçbir şey asıl o zaman büyüktür sorun çünkü o zaman ne bi amacın ne de mutlu olman için bi sebep yoktur işte en çokta o his yorar insanı,o his öldürür insanı. Eskiden hissettiklerin kalbinin en derininde sana benliğine sımsıkı tutunmuşken birden yok olmaya başlamıştır.
 Hissedemezsin bir şeyleri zamanlar hiçbir şeyi hissedemez olursun. Sonra anlarsın ki bir acı kaplar içine yavaş yavaş damarlarından dolaşır o kadar sinsidir ki akıtır ,kurtulmak istersin bu acıdan bu canavar görünümlü acıdan kendini sıyırmak istersin ama asla olmaz zamanında mutlu olmuşundur acısını çıkarıcaktır senden. 
Herşeyi başa sararsın tüm yaşadıkların en duygulu veya en eşsiz anların gelir aklına.Beyninin köşelerinde yer almış bir sürü hesaplaşılması gereken konular bulursun kalbindede düğümlenmiş olan duyguları görürsün.
O duygular zamanla yeniden çıkar yeniden bir kıpırdayış yaşatır insanı. Ben bunu anlarım ama anlatamam çünkü ne hissettiğimi bende anlayamam  noluyor farkına varamamam çünkü o anda yaşadıklarımı sadece kalbimi etkiler düşünme yetkimi kaybederim ,kaybederiz kaybedersin

Dünyayı bugünkü durumuna getiren nedir, bilir misin? Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım günahlar, yarım iyiliklerdir. Sonuna kadar git be insan!"

-Nikos Kazancakis


28 Nisan 2013 Pazar

İnsan'a kin yakışır mı.???





Bir gece her şeyi değiştirebilir, bir gün veya bir hafta.

Bazen bir sene sürer her şeyin değişmesi. Bazen de her gün başka biri oluruz hepimiz.

Her hafta değişiyoruz pazartesiden pazara, tanıdıklarımız, burcumuz bize yeni şeyler öğütlüyor. Gündem değişiyor şanslıysak, gündem değişmiyor  Falları doğru çıkmıyor kiminin, telefonları açılmıyor bazılarının, bazen insanlara cevap vermeyi unutuyoruz başka şeyleri hatırlamaya çalışırken. Eski haftanın sonunu yeni haftanın başına bağlayan gecelerde bir şey okuyası gelmiyor kimsenin. Hafta boyunca konuşamadıklarını konuşmak geliyor, veya hafta boyu susmadığı kadar susmak.

Susmak da ayrı bir tavır, dili muhafaza etmenin farklı bir yolu. Her yıl bir huyumuz ölüyor. Her yıl bir öncekinden daha akıllı olduğumuzu sanıyoruz. Bir öncekinden daha iyi silahlandığımızı, bir önceki yıla kıyasla daha zor yaralanacağımızı, daha zor kanacağımızı, kanayacağımızı, daha çabuk varacağımızı o hep gitmek istediğimiz yerlere, her yıl farklı biri olduğumuzu umuyoruz, sonra bir yıl öncesinden tanıdığımız insanların gözlerinde eski halimizin gölgesine rastlıyoruz. Yılda yalnızca bir kez görüşmek tehlikeli insanlarla, ya değişmediysem diye korkuyorsun.
. Biri için ne kadar beklersen sevdiğin bir şarkıyı dinleyerek kavuşursun ona, veya biri seni ne kadar beklettiğinde bunu bir saldırı olarak algılarsın? Üç hafta beklersen Amerika’da çöpe atılan pet şişeleri ucuca ekleyip Ay’a ulaşabilirsin. Beklemeye değmez bence. Beklemeyenleri beklemeye, bekletenleri beklemeye.
Üstelik beklerken de değişiyorsun sürekli, her gün, her hafta, her sene.



Kırılacak şeyleri gelip ayak altına koymuşlar
birbirlerinin yüzlerine bakıyorlar
“insana kin yakışır mı?”
Selahattin Yolgiden


21 Nisan 2013 Pazar

Engeller Engeller .





İnsan birini nasıl çıkarır ki hayatından, Seninle bir daha hiç konuşmayalım’ mı der, Facebook’tan mı siler, Twitter’ına,  mı bakmaz?
Telefonundan numarasını mı siler, onu hatırlatan şarkıları mı dinlemez, onun gittiği yerlere mi gitmez? Tam olarak hangisi işe yarar?
Bir formül istiyor insan.
Onun bir şeyler demesini mi bekler, ona kızar mı, Suskunluğum asaletimdir filan deyip dişini sıkar bekler mi? İnsan birini nasıl çıkarır hayatından, takmıyormuş gibi mi yapar hayatından?
Onunla her şeyi sonlandırıp sonlandırmamak konusunda bile yoğun bir tereddüt içindeyken, yükleminden bile emin değilken o sorunun “Nasılı'nı nasıl cevaplar?
Ne yapınca hayatından çıkarmış olur onu, ondan bahsetmeyince mi insanlara, kendisine, onunla ilgili yazı yazmayınca mı? Bunları yapınca unutma garantili mi oluyor. Yani tam olarak nasıl oluyor bu işler?
Birini yok sayınca YOK oluyor mu birden?
Buraya kadar, bitti mi demeli, bu bitirmek mi olur, konuşmak coolluğu mu bozar? Sessiz durup güya beklememeli mi, insan ne kadar rol yapabilir ki bunların hiçbiri içinden gelmezken?
Galiba soru yanlış oldu. Aklıma her Harry Potter’ın son filmi geliyor. Yanında olamasak da buradayız. Burada,yani insan birini görmezden de gelse, onu görme ihtimali olduğu yerlere de gitmese, başkalarının yanında ismini de zikretmese, konuşmamaya da çalışsa, sussa da burada”.
Bunca çaba, hep burada olduğu için. Yani şurada işte. Aslında tam da emin olamıyor insan ya sol göğüs kafesinin içinde bir yerlerde, ya aklında ya da boğazındaki yutkunmada.
Yani galiba soru yanlış oldu. Hayattan değil. Tüm bunları yapsa da bir insan birini aklından, kalbinden ya da rüyalardan nasıl çıkarır diyecektim.
Hayatından çıksa da bir yerlerde kalıyor işte, sen öylece boş vermediğin sürece.




Taşın bile kırılabilir olduğu bir dünyada yürek taşıyan insanın kırılganlığı hep anlaşılır bir şey olmalıdır.
Engeller diyorum, olmamalılar.

Beynimin içinde binbir düşünce 

Bini yasaklanmış , biri müebbet






13 Nisan 2013 Cumartesi

Ben olmak





Hiç kendimi tanımamışım. Ben kimim? neyim ve ne olduğumu bilmiyorum. Her zaman insanların beklentilerini keşfederek insanlara  hizmet etmişim ve ediyorum 
İnsanları izleyerek neler düşündügünü aklından ne geçtigini ne istediklerini anlayıp, beklentilerinin karşılamak için yarışmışım kendimle.
Her zaman insanlardan onay bekledim. Beni beğenmeleri , onaylamaları için yapmadığım kalmadı
(çokta önemli ya) 
Neden vazgeçemiyorum, ve devam ediyorum. Kendimi niçin sevilmeye, iyi şeyler yapmış olduğuma layık görmüyorum da onay bekliyorum. 
Neden duygularımı çekinmeden rahat ifade edemiyorum,neden korkuyorum 
Herkesi memnun etmeye çalışarak, kendimi ne kadar mutsuz ettiğimi niçin anlamıyorum. 
Kendim olamıyorum, sınırlarımdan neden çıkamıyorum.
Kendi duygularım, düşüncelerim, fikirlerim yokmu benim? Kendimi ne zaman duyacağım ve dinleyeceğim!
Öz güvenimi kazandığım zaman mı ben kendim olacağım yada ben kendim olmaktan korktugum için mi bunlara sığınıyorum .??
Bazen ne yaparsan yap yaranamiyorsun ve yaranamadikca yaralaniyorsun neden hala bunu anlamadım ve anlamak istemiyorum .
Yada anlaşılmayan inceliklerim yüzünden kabalaşmaya mecbur kalmaktan nefret etmişimdir her zaman buda olabilir ama şunu çok iyi biliyorum
Her insanın ben bunu süper yaparım diyebileceği bişey olmalı hayatında. Misal ben, kendi hayatımı süper sikerim.! Kimse elime su dökemez bu konuda .



Yazıdan çıkan ders: Göstermemekte ısrar ettiğiniz sevginizi iyi saklayın. Kabirde götünüze sokarsınız!

31 Mart 2013 Pazar

Söyleyemediğim için beni uyutmayan şeyler, söylesem seni uyutmayacaklar.


 Seni sevip sevmediğini bilmediğin yada sevdigini bir türlü söyleyemedigin birini sevmek kadar ağırı yoktur dünyada. Hele bakışları bu konuda sizi kuşkuya düşürüyorsa,hiçbir şey anlatmıyorsa. Seninle şu an için arkadaşsa. Sana hayatta aşktan daha önemlisin dostluk olduğunu söylüyorsa,konuşmasıyla belli ediyorsa , Aşkın değerini adın gibi bilmene rağmen ona aşkın daha önemli olduğunu anlatamıyorsan söyleyemiyorsan için içini yiyiyorsa,onun gözlerininin içine baktığında aşktan soğumuş ve bir daha aşka inanmayacak birini görüyorsan... Bir süre sonra sana ondan vazgeçmek dışında başka bir seçenek kalmayacaktır.


 Bir kitap'ta okumuştum yazar diyor ki Gerçek aşk, araya mesafeler'de girse araya birileride girse büyümeye devam eder sen ne yüregine nede büyümemesine engel olabilirsin


Sustukça birikiyor içimdeki kelimeler, sanki çığlık çığlığa söylemediklerim. (Kuzey Güney)